28 Haziran 2013 Cuma

Dedem ve İlkler

Dedem hayatımdaki pek çok ilke imzasını atmıştır. İlk kol saatimi o almıştı bana. Zeytinli’de başladığım ilkokul 1. sınıfta teneffüste oynarken annem bahçenin köşesinden bana seslenmiş ve dedemin bana gönderdiği saati koluma takmıştı. Siyah, plastik, elektronik bir kol saatiydi. İlk kol saatimdi. O yaşta sahip olduğum az sayıda özel eşyadan biriydi. O saati çok sevmemden dolayı sanırım akrep ve yelkovanlı saati okumayı öğrenmem çok geç oldu.. Unutamadığım anılarımdan biri de yine ilkokuldayken şubat tatilinde gittiğimiz Balıkesir’deki dedemin evinde, dedemin beni sabah erkenden uyandırması, pencerenin önüne götürmesi ve daha önce hiç görmediğim bir mucizeyi bana göstermesiydi. Her taraf kar kaplıydı. Evlerin çatıları, kaldırımlar, yollar..Hayatımda ilk kez kar görüyordum. Coşkulu ve şaşkındım. Dedemin kucağında pencereden karı izlemiştik birlikte.. Her salep içişimde de yine onu hatırlarım. Soğuk ve yağmurlu bir kış günü Edremit’ten Balıkesir’e gidiyorduk birlikte. Otobüs garajında otobüs saatini beklememiz gerekiyordu. Garajdaki kahvelerden birine girmiş, bana ve kendine salep söylemişti. Daha önce hiç salep içmemiştim. İlk salep içmenin mükafatını dilim yanarak ödemiştim. Ve tüm bu güzel anıların sonrasında hayatımdaki en acı ilk tecrübeyi yine o yaşattı bana. İlk ölüm acısını…